6 Kasım 2009 Cuma

OCD

bu gün otobüste uykusuz okurken yanıma sarışın, pırıl pırıl parlayan gözleriyle bir çocuk yaklaştı.dergiye bakıp aaa çizgi filmli dergi dedi gülümsedim kısa bir muhabbetten sonra dergiyi ona verdim ve mizah dünyasına ilk adımı atmasını sağladım benim için sıradan ama şimdi farkında olmasada onun için çok önemli bir gündü.
bunun sevincini görünce dayanamadım al dedim saatimide,sonra iyice kendimi kaybettim x marka mont y marka jean z marka ayakkabı ve yine x marka t-shirt ümü çocuğa vermeye kalktım

o pırıl pırıl parlayan yeşil gözleriyle bana baktı ve amma tikkymişsin lan sorsak gelir dağılımındaki dengesizlik sosyal adalet eşitlik falan takılırsın bide, siktirgit .mına kodumun kapitalist köpee dedi -lan olum doğru konuş ben ne diom sen ne dion dememe kalmadı işaret ve orta parmağını baş parmağıyla birleştirerek apış arası tabir edilen bölgeme doğru götürüp ağzıyla mucck benzeri bir ses çıkardı...

her insanın belli bir sınırı var and this is enough for me dedim aynı isimli filmde jenniferım lopezimin yaptığı gibi çocuğa Allah ne verdiyse bi koyarsın,,, işte bu benim 24 küsür yıllık hayatımda yaptığım en salakça hareketmiş sonradan anladım..

toplum baskısı çok pis bir olaymış : veled-i zina salya sümük ağlamaya başlayınca ,otobüste yarı üryan bir insanın el kadar çocuğa şiddet uygulamasının halkımızın kabul sınırılarının çok üstünde olduğunu keşfetmemle o zamana kadar benim için fazla bir şey ifade etmeyen ama her zaman çekmek için can attığım imdat koluna yapışmam bir oldu (olayın psikolojik analizini yaptığımda sanırım her sey o imdat kolunu cezalandırılmadan çekebilmek içindi ,ama şunu bana söyler misiniz lütfen hangimizin içinde o kolu çekme duygusu ,o çekiçle camları tık tık indirme iç güdüsü yok??? söyleyin bana hepimiz ulan bi olay olsada şu kola yapışsam ,her akbil basışımızda şu camları tuz-buz etsem hayaliyle yanmıyor muyuz ???,ne biliyim Allah göstermesin ters bi şi ya da bi kaza falan olsa imdat kitini kullanmak isteyenlerin oluşturduğu izdihamda daha fazla can kaybı olur gibi geliyor bana hatta silahlar bile konuşabililr ya da ben abartıyorum oraasını bilmem artık )
neyse elimde pantolon ben önde otobüsten inen kalabalık gürüh arkada bi koşturmaca başladı . tam sol tarafta ki kamyonun yanında bir kuytu bulup saklanmıştım ki ;olayları uzaktan gören bir amca 'tüm mahallenin karısını kızını altın günüm var diye toplamışımda gazozlarına ilaç atıp zorla grup sex yaparken kocalarına basılmışım izlenimine kapılmış olacak ki 'seni ırz düşmanı' diye elinde ki bastonu kafama kafama sallamaya başladı.fakat bu nur yüzlü amcanın bastonun ana vazifesi olan denge(biz gençken 3pot olduğumuz için denge sorununa rrastlamıyoruz yaşlanınca aradaki farkı kapatmak için baston gerekiyor) unsurunu unutması sonucu kaçınılmaz son olan yere kıç üstü kapaklanması gerçekleşti.

kalabalık zaten amca sağ olsun saklandığım yere doğru ivedi hareketler ve tahminimce iyi olmayan bir takım sözlerle actiona doğru geçmişlerken amcanın yerdeki hüzülü görüntüsüyle karşılaştılar.artık hem bir sapık hem de yaşlı insanları bile acımadan dövebilen bir caniydim onların gözünde...yine aynı adlı filmde ki Charlize Theron gibi olmuştum iç güzelliğimi görebilen yoktu.
son bir umutla yardırmaya başladım, perşembe pazarının içinden geçtim ,nefesim kesilmek üzere kendi kalp atşım beynimin içinde zonklamaktaydı.fakat durursam , o kalbin tekrar atıp atamayacağı konusunda haklı endişelere sahipken az ilerde ki bu inşaatın ısı yalıtımı 'körükçüoğlu inşaat ısı yalıtım sist.san.ltd.şti.' tarafından yapılmıştır yazısını hemen onun altında 'inşaata girmek tehlikeli ve yasaktır' yazısını görmemle inşaata dalmam bir oldu çünkü tehlike benim göbek adımdır.
aynı şekilde onun yanında ki buraya çöp döken .rospu çocuğudur yazısını görmemle yere attığım çokonat kağıdını cebime sıkıştırmamda bir oldu.

kabası bitmiş inşaata ilerlemeye başladım ,korkuluksuz merdivenlerden korkusuzca yukarıya tırmandım 5 kata geldiğimde dayanacak gücüm kalmadı açık kapılardan birinde içeri girdim demir kapıyı kapattım artık güvendeydim.. hem hayat her zaman o kadar acımasız olmuyor bedavadan evim bile olmuştu.1 odası karanlıkta kalıyordu bide dış cepe duvarları örülmemişti ama olsun yavaş yavaş para oldukça onlarıda tamamlardım.dışarıdan kapıya attıkları yumruklar tekmeler kesilmiişti sanırım onlarda vaz geçmişti artık.

pencereden karşıda ki bakkalın numarasına baktım hemen avea sınırsızımdan arayıp bi sigara istedim .bakkal 20 tlden aşağı evlere servis yoh ama istersen sepeti sal çocuğu yollim dedi.ah dedim içimden eşek kadar adam olduk hala şu sepeti salıp 'bakkaaal bakkkaaaal' diye bağırmanın zevkini yaşıyamadım bir türlü.

ben bunları düşünürken karıncaların yaptığı yuvanın girişine bakarak anladığım kadarıyla evin kuzey cephesinden giderek artan bir uğultu bir patırtı bir takım sesler gelmekteydi.tam hasta var mı desem ,çocuk uyuyor mu desem düşünceleri arasında balkona doğru adımı attım vee kot farkı yüzünden evin kuzey cephesi 2. kata tekabül etmekte olduğunu seslerinde beni linç etmek arzusu içinde ki kalabalıktan geldiğini gördüm.

ğrğspu çocuğu müteahhit diye geçirdim içimden , biraz tırstım başta ama yinede evimde ve güvendeydim.müteahhite ayıp ettiüme karar verdim ..dağılın lan yoksa üstünüze tükürürüm dedikten sonra bi kaç kez tüüü tüüh diye başarısız balgam atma girişimlerinde bulundum. sarışın, güneş gözlüklü ve çocuğun babası olduğunu tahmin ettiğim şahıs bana bi sırık bulun dedi elemanlardan biri hemen perşembe pazarına koştu yanında bi sırık ve bir sürü pazarcıyla geri geldi.

sarııııı sarıııııı dedim ne yapacaksın o sırığı nereden baksan 5 metre burası s.ktirgit yoksa g.tüne sokarım o sırığı sarıııı diye bağırarak psikolojik üstünlüğü ele alma girişimlerinde bulundum. bu 11 cm dedi yavaşça güneş gözlüğünü çıkarırken ve gözlerinin içine baktığımda tüm hayallerimin yıkılma vakti gelmişti artık.

tarihin en şanssız adamı olarak sergei bubka'nın oğluna yanlış yapmıştım ve yüksekteydim.

dedim yaa benim için sıradan ama o çocuk için şimdi farkında olmasa bile hayatının en önemli günüydü belki de.....

Hiç yorum yok: