10 Kasım 2009 Salı

hadi ben bu gün hep dışarıdaydım da ey blog size ne oldu-1



Amacım, sizleri meme konusunda daha önce hiç yapmadığınız bir şekilde düşündürmek. Çoğumuz, özellikle de erkekler için kadın göğsü, cinsel güzellik aracı ve dişiliğin en değerli mücevherleridir. Ancak bu seksüalize edilmiş bakış açısı genel bakış açısını yansıtmaz. Kadınların yazılı olmayan tarihten beri göğüsleri açık dolaştıkları Afrika ve Güney Pasifik’teki bazı farklı kültürlerde, Batı’da taşıdığı hâkim erotik anlamı hiçbir zaman üstlenmemiştir. Batılı olmayan kültürler kendi fetişlerine sahiptir: Çin’de küçük ayaklar, Japonya’da boynun arka kısmı ve ense, Afrika ve Karayipler’de kalçalar gibi. Her bir örnekte vücudun cinsel anlam yüklenmiş olan bölümü; Fransız şair Mallarme’nin deyişiyle örtülü erotizm, cazibesinin çok büyük bir bölümünü bütünüyle ya da kısmen gizlenmiş olmasına borçludur.

Biz Batılıların kadın göğsü üzerine kesin doğrular olarak ele aldığımız varsayımların, tarihsel perspektifi* kabul etmemiz durumunda özellikle taraflı olduğu ortaya çıkar. Yirmibeş bin yıllık bir tarihi ele aldığımızda kadın göğsüne ilişkin spesifik bir tanımın Batı’nın hayal gücünü ele geçirdiği ve memenin daha önceki görülüş ve temsil ediliş şekillerini değiştirdiği belirli anların üzerinde yoğunlaşacak. Bu anları süregiden ve bazen de üst üste çakışan bir tür sinema filmi montajı gibi düşünün, ama memenin tarihini yansıtan ve devamlılık arzeden bir film olarak değil.

Bu sürecin kaynağında temel bir soru yatar: Memenin sahibi kimdir**? Yaşamı anne sütü ya da onun yerini alabilecek etkin bir başka besine bağlı olan, emzirme dönemi çocuğuna mı aittir? Onu okşayan kadın ya da erkeğe mi? Kadın vücudunu tasvir eden sanatçıya ya da pazarın yeni bir stil için süregelen talebine göre küçük ya da büyük göğsü seçen moda tasarımcısına mı? Henüz buluğa ermiş genç kızlar için “alıştırma sutyeni”, olgun kadınlar için “destek sutyeni” ve daha dikkat çekici dekolte bir görüntü elde etmek isteyen bayanlar için “Wonderbra” (harika sutyen) üreten giyim endüstrisine mi? Göğüslerin iffetle kapatılması konusunda ısrarcı olan din ve ahlak yargıçlarına mı? “Üstsüz” bir kadının tutuklanmasına karar verebilecek olan yasa koyucuya mı? Memenin hangi sıklıkta mamogramının çekilmesi gerektiğine ve ne zaman biyopsi yapılacağı ya da göğsün alınacağına karar veren doktora mı? Salt kozmetik nedenlerden dolayı kadın göğsünü yeniden şekillendiren estetik doktoruna mı? Bazı kadınların göğüslerini ,sıklıkla da tüm kadınlar için küçültücü ve rencide edici ortamlarda teşhir etme hakkını satın alan pornografi yayıncısına mı? Yoksa kendi vücudunun bir parçası olduğu kadına mı aittir? Bu sorular, tarih boyunca erkekler ve kurumlar tarafından biçimlendirilen ve kadın göğsünü kendilerine mal eden çeşitli girişimlerin bir kısmını ortaya çıkarır. Kadın vücudunun ayırt edici bir parçası olarak meme, yazılı tarihin başlangıcından bu yana “iyi” ve “kötü” kavramlarının her ikisiyle birlikte kodlanmıştır. Havva Anamız, insan ırkının iffetli annesi, aynı zamanda baştan çıkarıcı kadının ilk örneğiydi. Yahudiler ve Hıristiyanlar, iftiharla onun kendi atalarını emzirdiğini öne sürer, ama aynı zamanda cennetin elmasını Havva’nın elmayı andıran göğüsleriyle ilişkilendirir. Sanat alanındaki sayısız çalışmayla görünür kılınan bir ilişkidir bu.

*marmara iktisat a selam olsun
**me or mee

Hiç yorum yok: