24 Ekim 2009 Cumartesi

Değişim

2 hafta önce yine klasik bir taksim akşamındaydık. Klasik size ne ifade ediyor bilmiyorum ama bizim için klasik demek "bi' bira içer döneriz" le başlayıp, bir kaç kız arkadaşı da Taksim'e çağırıp "bi" biradan fazla içip eve dönmekten öte geçmeyen sosyalleşme ritüelinden başka birşey değildi.

Ben, Bekir, Sami, Nur ve şu an ismini hatırlamadığım o kızıl saçlı kız ile masada oturup muhabbetten muhabbete atlıyorduk. Bir Nur kızımızın "bazı" tercihlerini o kızıl saçlı kız ile gerçekleştirip gerçekleştirmemesine dem vurup bir anda konu Sami kardeşimin barlardan kaldırdığı kızlara geçerken ben hemen olaya felsefi yaklaşıp tekrar Nur'un "bazı" tercihlerini gözlerimizin önünde ifşa etmesini sağlamak için küçük ama bir o kadar da sempatik oyunlarla Nur'u odak noktası yapıyordum.

Bazen hareretli şekilde konuşmalar sırasında grup ne kadar kalabalık olursa olsun, bir süre sonra herkes bir susar. İşte o "reload" anlarından birini yaşıyorduk. Bazıları müziği mırıldanıyor bazıları karı-kız kesiyordu. Masadaki tek sesi gelen garsona "2 tane 30 luk olsun lütfen" siparişiyle Sami çıkarmıştı.

Böyle anlar aslında tam grubu etki altına alabileceğiniz. Tekrar o ortamda popüler olabileceğiniz nadir anlardan biridir hele ki popülerlik olayında geri kalmışsanız. Bu zamanlarda ortaya bir konuyu atmadan önce konuyu nereye götüreceğinizi iyi belirlemeniz lazımdır. Çünkü "reload" anlarında ortaya attığınız bir konu; içeriğinden çok muhabbeti nasıl yönettiğiniz ile şekillenecek ve sizi ya "ahahaa süper"e getirecek ya da "salak herif" de bırakacaktır.


Sami'nin "bi" olmayan 2 tane olan 30 luk birası gelmişti masaya. Bekir "bloğa birşey yapmak lazım yahu" dedi. Herkes direkt Bekir'e döndü. Birasından bir yudum aldı. "Abi iyi güzel ama değişim şart. Biraz daha atraksiyon eklemek lazım." demesiyle sigarasından bir fırt aldı ve şöyle söyledi "hiç bir blogda olmayanı yapmak lazım..."

İmla kurallarına aykırı olsa da 3 noktalı bir bitişti bu. Hadi muhabbete girin siz de diyerek pası ortaya attı. Şu an için o masanın moderatörü konumundaydı. Herkes düşünmeye başladı. O kızıl saçlı kız "ne biloğu yaa :)" dedi. Ben "sen sus ve devam et" şeklinde bir sansürlü espri yaptım. O kız harici herkes güldü ama bu bile Bekir'in oluşturmuş olduğu aurayı bozamamıştı.

Sami ve Nur'dan bir takım teklifler geldi. Fakat ikna edemeyeceklerini onlarda biliyordu. Belliydi Bekir'in aklında süper bir fikir var ve bundan ötesi yalandı. Sonra Bekir heyecanlı bir şekilde birasından bir yudum daha alıp şöyle söyledi;

"Bloga masada dans eden kızlar alalım."

Evet şu yapmış olduğu gerçekten "risk budur"un ta kendisiydi. Bu düşüncesinin altında sağlam bir temel olmalıydı. Hepimiz bunu bildiğimiz için alay etmeyip onu ciddiye aldık ve "nasıl ya" bakışlarıyla devamını gelmesini bekledik.

.
.
.

"Salak herif" imajını yedikten 15 dk sonra Bekir tek başına eve gidiyordu kızmış bir şekilde. Nerede hata yaptığını sorguluyordu kendince. Sonuçta herşey çok iyi gidiyordu. Acaba o son söylediği kelimenin devamını getiremeyeceğinin farkına varmamak onun mu hatasıydı yoksa arkadaşları mı ondan çok şey bekliyordu?

6 yorum:

CraZy_boy_17 dedi ki...

masa diyorum, kız diyorum olm düşünsenize :)

TrexxxXx dedi ki...

alskjdlşakjslşdkja

HappyMix dedi ki...

-kopuş-

mujd dedi ki...

dklfjslkfjs
kız ve masayla yapılabilecek 15 atraksiyon

Adsız dedi ki...

Aylik ne kadar olacak? Ek is bakiyordum ben de, yihu.

mujd dedi ki...

böyle kutsal bi görev maddiyatla ölçülemez