1 Haziran 2009 Pazartesi

Nur ile Yeşil



Hayatımda Yeşil'in hep bir önemi olmuştur.
Yeşil'i büyük harfle yazıyorum diye özel isim sanmayın onu,
yahut Almancadan kalma bir alışkanlığım olduğunu...

Yeşil, özelin ta kendi,
hayatımın anlamlı bir virgülü,
bir üç noktası,
bütün bir günü...

Babamın gözleri yeşildir mesela,
tek aşkımın.
Geçen sene peşinden koştuğum çocuğunkiler de öyleydi,
sanki şimdi öyle değillermiş gibi.
Öyleler, hâlâ yeşiller,
ama bana değiller.

Hayatımda kullandığım tek saç tacımın,
bildiğimiz taç,
rengi de yeşildir misal,
evet genelde kızların aynı tokadan 1023219381923213 renkte versiyonuna sahip olma içgüdüsü,
ben de başarısız olmuş.

Tek bi tane var bende.
Tek bi Yeşil.

Sonra bi gün bi çocuk,
aylar sonraki buluşmamızda,
bir yeşil elma verdi bana,
sarılı gümüşi folyoya.
Sanki gümüşi olmayan folyo varmış gibi,
yok, hâlâ yeşildir folyolar, alüminyumdan kalma,
ama,
bu elma göremez gümüşi günü bir daha.

Ferhat gibi delerken bütün bir haftayı,
doldurdu 7 günümü Ramada Otel'in resepsiyonu.
Tam bir adım attım, gördüm o cam fanusu.
"Görgüsüzler!" dedim içimden,
"Zalimler!" diye kıvranırken,
koymuşlardı resepsiyon bankosunun üzerine o fanusu,
o ki,
içi kocaman kocaman yeşil elmalarla doluydu...

Sonra başka bi çocukla tanışıp bi gün,
takaslara girmişim boyumdan büyük.
Müzikten, sarı asitli bardaklardan sunmuşlar bana,
açmışım cebimi, sunmak üzere bir Yeşil Elma.

Şimdi gidenin arkasından ağlarım,
"hatırlamıyorum" diye - haklı olarak ya da değil,
inler, zırlarım.
tek dostum olacak gibi duruyor pişmanlığım.
sırıtıyorken Peyote'nin spotları.

O Yeşil Elma'nın anısı çok büyüktü bende ey ahali,
veda busesi gibi,
kondurduğum cebime,
anı defterime,
o değil de,
anı defteri de ne?
ne arar ki benim cebimde?!

Ve geçenlerde doldurdu miladını anı'm,
onu bana ilk veren çocuk,
bir sene olmuştu gideli, boştu satırlarım.
miladını başka bir yerde daha doldurdu Yeşil'im,
bir cumartesi sabahı, kim bilir neresinde hangi dişinin,
kaytan bıyıklarında Arakhna'nın...
Şimdi tek avuntum, yeşil yastığım,
rüyalarımdan korkarken sarılıp uyuduğum,
tütün kokulu, yeşil'in tazeliğini bastıran,
bak,
az önceki de yeşildi,
yediğim antepfıstıklı dondurmam.

Veda etmeden önce ahalim sana,
davet etmek istiyorum,
artık haber alamadığım o biricik Anı'mı satırlara.

Huzurlarınızda aziz ilan etmek isterim,
buyrun,
St. Yeşil Elma,
karşınızda...

1 yorum:

müjde dedi ki...

çook klas bi tartışma olmuş yakısıyor mu koskoca bloga
bu arada anılara olan saygım giderleri kısma girişimim ve bir azizle aynı yatağa girmeyeceğimden ötürü 1 e 24 verene kutsal anılarla dolu aziz bir hediyem var