bindim bizim okulun önünden otobüse, kabataş'a gidicem, özel limuzinim alacak işte bekliyo orada beni. dedim "bugün de halkın arasına karışayım en azından kabataş'a kadar, limuzin şimdi gelmesin okulun önüne, zaten çırağan caddesi'nde trafik vardır sıkışmasın."
neyse bindim otobüse, ikinci sınıf arkadaşlarımız beşiktaş'ta biraz boşalttılar aracı. ben de istemeye istemeye adettendir diye boş bi koltuğa, bi ergenin, bıyıkları yeni terlemekte olan, basketbol antremanından falan çıktığı belli olan bi çocuğun yanına oturdum.
buraya kadar her şey tamam, her şey güzel gitmekte, avam tabakası ile ilgili önyargılarım erimekte, düşüncelerim olumluya dönmekte...
...derken, inönü stadı'nın oraya geldik, dolmabahçe sarayı'nın büyük kapısının oraya, hani dedemgilin zamanında inşa edilen ve bol bol kullanılan ama artık işlevsiz olan kapı. bu çocuk kalktı ayağa, koridor tarafında oturmakta olan beni rahatsız ederek indi koltuktan, gitti kapının önüne dikeldi.
benim gibi bir paşazadeyi hem koridor tarafında oturmak zorunda bıraktı, hem de sonra bi de erkenden, daha durağa gelmemişken inmek suretiyle, yerinden oynatıp, rahatsız etti!!!11
ve o an anladım aslında avamla ilgili düşüncelerimin ne kadar haklı olduğunu. hepsi cahil sürüsü idi.
dedim ki içimden,
"malsın olm, yolu mu bilmiyosun? daha 5 dakka var durağa gelmeye, ne diye zıpladın? gerzek."
5 yorum:
brak yea pasta yesinler.
haskjldhaslkdhasl
biloğun en iyi yazarı nur'dur!!! :DDDD
nur naber? ;););)
bekir olum beynim sevişgen oldu aklımızı ben, abarttık yine a.q.
bravo nur çook güzel yazı naber bu arada
heyyo millet iltifatlarınız için teşekkür ederim, iyidir sizleri sormalı.
öf. tamam şımarma.
asjldhaslkjdha
Yorum Gönder